15 Haziran 2008 Pazar

Anafor

Bir anafordur gider...Nereye diye sormak ne kadar da komik olur aslında, değil mi? Bildiğin anafor işte bu, nereye gitsin..

Bildiğim anafor? "Bilsem oynamaz mıyım abicim?" derler ya düğünlerde en oynak müzikler çalarken masada otururken biri, oynaması için zorlandığında..Bilsem oynamaz mıyım? Ama gene de bunu derken başlar oynamaya..İşte o misal, bildiğim anafor olsa, kapılır mıyım hiç? Ve yine birazcık aynı misal ki, bile bile lades dercesine o anafora, biraz bilerek kapılır insan.



Belki biraz yorar, belki biraz şaşırtır, biraz sürüncemede bırakır, sersem eder vs..Ama alkolü de sarhoş olacağını bilerek almaz mı ki insan? Rezil olacağını bile bile vezir olmaz mı insan, hasta olacağını bile bile aşık olmaz mı? Zaaflarını içten içe neden sever insan? Zaaf duyduğu şey, sevdiği şey değil midir sonuçta? Öyle bir deşerim ki bunu, mevzu sado-mazoşizme bile varır yani.
Comfortably numb..



Lunaparkta da balerine binen hem çığlık atar hem kahkaha, adrenalin şelale gibi..Kapılan anafor da balerin gibi, döndürür döndürür...Çemberin çapı gittikçe daralır, merkeze götürür..Merkezde ne olduğu anafora kapılmış olana saklıdır. O zahmete varan, kapılmayana anlatmasın.