23 Kasım 2009 Pazartesi

Doğum Sancısı


Gecenin bir vakti yalnız kalmanın keyfini değil de, gururunu diyeceğim, evet, gururunu insan ne zaman yaşar?

Fakat der demez aklıma gelen şey o ki; kendi kabuğuna sığınmış bireyin kendini avutuculuğuyla mı ortaya gurur etiketi çıkar yoksa? Avutuculuk mu dedim ben az önce? Kendini kandırmak olmasın? Heh, işte şimdi buna avutmak denir herhalde. Neyse, bu faslı hemen geçelim..


Gece Yolculuğu.


Kendi yarattığın evrende. Odanda. Yatağında. Koltuğunda. Balkonunda. Sokağında. Kağıdında. İçinde. Dışında. Onda.

Yolculuk işte..


Pek çok şey pek çok şeye veya tek bir şeye sinmişken, düşüncelerin başucuna, masana, önüne, bazen de biraz ağrı yapacak şekilde ense köküne oturmuşken, bir yolculuk. Herkes kendi yolunun yolcusu mu? Bence hayır. Ben yolumu çizip çizmediğimden emin olmaksızın kendi yolumun yolcusu olduğumu.. napıyorum? İddia mı ediyorum?
Sahi ben napıyorum?

Hiç yorum yok: